Dünyanın En Ölümcül Psikolojik Bozukluğu
Akıl sağlığı bozuklukları bu dünyada baş etmesi ve üstesinden gelmesi en zor olan şeylerden biridir. Travmayla tetiklenebilen, genetik olarak geçebilen ve yaşayan herkes için oldukça zor olan akıl sağlığı bozukluklarının boyutları da çok büyük ve ciddi olabiliyor.
Bipolar bozukluk, depresyon, şizofreni, çoklu kişilik bozuklukları, çeşitli kaygı bozuklukları, panik atak gibi bozukluklar da mücadele edilmesi en zor olanları.
Eğitimsiz toplumlarda bu tip bozukluklara sahip bireyler sosyal izolasyona maruz kalmamak için maalesef kendilerini yeterince ifade edemiyorlar ve yardım istemeye çekiniyorlar.
Belirtmekte fayda var. Her ne hissediyorsanız, düşünüyorsanız ve yaşıyorsanız çok önemlisiniz ve her zaman konuşabileceğiniz düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz insanlar var. Yardım istemekten ve kendinizi açmaktan çekinmeyin.
Öte yandan ölümcül psikolojik hastalık denilince akla önyargılarla veya izlediğimiz filmlerden dolayı akıllarımıza kazınan birkaç hastalık geliyor olabilir. Ancak dünyanın en ölümcül akıl sağlığı bozukluğu Anoreksiya Nervoza.
Anoreksiya Nervoza Nedir?
Ergenlik döneminde hormonların değişmesi, farklı sosyal ortamlara girilmesi, beden algımızın yeni yeni oluşmasıyla ve yanlış etkilenmelerle ortaya çıkan bir yeme bozukluğu aslında anoreksiya.
Anoreksiya oldukça sinsi ve kilo alma fobisiyle ortaya çıkan, aşırı egzersiz yapma, yemek yememe, kalori sayma gibi davranışlara yol açan bir hastalıktır. Hem bedeni hem de zihni etkileyen bu yeme bozukluğu, kronik yorgunluğa, halsizliğe, vücudun yeterli besinleri alamamasından dolayı aşırı kilo vermeye, adet düzensizliklerine, bağırsak problemlerine, bağışıklık sisteminde zayıflamaya, hafıza problemlerine ve ölüme sebep olur.
Ciltte kurulup sebebiyle grilik görülebilir. Hastaların kalp hızı ve tansiyonu düşüktür. Saçlar kırılgan ve cansız gözükür ve vücut ısısı ve kemik densitesinde azalma görülür. Vücut tüylerinde artış görülür. Amaç vücudu sıcak tutmaktır.
Hastalar, kilo almamak için laksatif ve idrar söktürücü kullanabilir, yedikleri yemekleri kusarlar. İştahları bir süre sonra yok olduğu için hiç beslenmemeye başlarlar. Hastalar genelde 12-20 yaş aralığında ailevî, okul, işle alakalı veya duygusal konularda çöküntü yaşayan bireylerdir.
Anoreksiya hastalarında erken teşhis ise çok önemlidir. Geriye dönülemeyecek noktalara gelmeden vücudun eski düzenine sokulması ve beslenmesi amaçlanır.
Anoreksiya Nervoza Vücuda ve Beyne Nasıl Zarar Verir?
Yetersiz kalori alımı: Beyniniz vücut ağırlığınızın yalnızca %2’sini oluşturur, ancak tükettiğiniz kalorinin %20 ila 30’unu ve vücudunuzdaki oksijen ve kan akışının %20’sini kullanır. Vücudu kronik açlık moduna sokmak, beyninizin en iyi şekilde çalışması için ihtiyaç duyduğu kaloriyi almadığı anlamına gelir.
Beyin yapısındaki değişiklikler: Araştırmalar, anoreksik kişilerin gri madde hacimlerinde azalma olduğunu buldu. Gri madde, beynin kas kontrolü ve görme ve duyma, hafıza, duygular, konuşma, karar verme ve öz kontrol gibi duyusal algıya dahil olan bölgelerini içerir.
Bilişsel işlevi azaltır: Menstrüasyonu durmuş kadınlar arasında yapılan bir beyin görüntüleme çalışmasında, beyin yapısındaki değişikliklerin yanı sıra bilişsel yeteneklerde düşüşler kaydedildi.
Beraberinde meydana gelen akıl sağlığı bozuklukları: Araştırmalar, anoreksik kişilerin yaklaşık % 50’sinin obsesif kompulsif bozukluk ve sosyal fobi dahil olmak üzere anksiyete bozukluklarından muzdarip olduğunu göstermektedir. Depresyon ise anoreksik bireylerin yaklaşık % 33-50’sinde görülür. Yeme bozukluğu olan kişilerde sıklıkla görülen diğer akıl sağlığı sorunları arasında TSSB ve madde bağımlılığı bulunur.
Neden Ölümcül?
Anoreksi gibi yeme bozukluklarının bu kadar ölümcül olmasının bir nedeni de, ciddiye alınmamalarıdır. Bu koşullar genellikle önemsiz olduğu gerekçesiyle reddedilir. Aile üyeleri ve sevdikleriniz, mücadele eden kişinin sadece “bir aşamadan geçtiğini” ve “bundan kurtulacağını” düşünebilir.
Ancak psikolojik rahatsızlıklar arasında ölüm oranı en yüksek olan anoreksiya nervozadır.
Yapılan bir çalışmada, anoreksiya nervozalı bireylerin ölüm oranı 5,35 olarak çıktı – yani, genel popülasyonda eşleştirilmiş akranlarına göre ölme olasılıkları beş kat daha fazla.
Loughborough Üniversitesi bir araştırma için, yeme bozukluğu teşhisi konmuş 1000 hastayı inceledi. Yine, anoreksiyalıların yeme bozukluğu olan hastalar arasında en yüksek ölüm oranlarını yaşadığı görüldü. Anoreksi, sağlıklı kişilere kıyasla bir kişinin ölümünü beş kat artırır. Bu da anoreksinin diğer yeme bozukluklarından kabaca üç kat daha ölümcül olduğu anlamına gelir.
Üzücü olansa anoreksiyalı insanlar genellikle iki nedenden birinden ölürler. Ya vücutları besinsizlikten dolayı ‘kapanır’ ya da birey intihar eder.
Sonuç
Tehlikeleri ortada olan bu rahatsızlığın önüne geçmek için 12-20 yaş arası genç bireylere vücut farkındalığı kazandırılmalı, beden algıları bozulmamalıdır. Hastalık sinsi olduğundan dolayı aileler, çocukların beslenme alışkanlıklarını yakından takip etmelidir. Genç bireylerin akli durumları önemsenip, gözlemlenen davranışlara karşı; “kendi kendine geçer”, “şımarık olma”, “ilgi çekmeye çalışma” gibi söylemlerde bulunulmamalıdır.
Unutmamak gerek ki her zorluk, hastalık ve problem birlikteyken atlatılabilir. Eğer böyle bir sıkıntınız varsa içinize atmayın ve paylaşın. Yardım etmek isteyen yüz binlerce insan olarak bizler buradayız.
- 72
- 1998
0 Yorumlar