Çocuğunuzda Oluşabilecek Sahtekarlık Sendromu Nasıl Önlenir?
Sahtekarlık sendromu, aynı zamanda imposter sendromu da denilen bu durum; başarılı olan bir hayatın kendisine sadece şans faktörü ile elde ettiğini ve bir gün bu ‘foyasının’ ortaya çıkacağını düşündüren içten içe kafada kurduğu, iş hayatını ve ilişkilerini kötü yönde etkileyen duygu durum bozukluğudur.
Mükemmeliyetçilik kültürü, çocuklarınıza asla ölçemediklerini hissettirir. İlk olarak 1980 ‘lerde Dr. Pauline Rose Clance tarafından açıklanan sahtekârlık olgusu (IP) derin acı çekmeye neden olan bir grup belirtidir.
IP’ye sahip insanlar nesnel olarak başarılı olan ancak hissedemeyen yüksek performans sergileyen insanlardır.
Sahtekâr olduklarına ve bulunacaklarına inanıyorlar. Başarılarını şansa ve kendi yeteneklerine bağlıyorlar. Övüldüklerinde bile, bu övgüyü hak etmediklerine inanıyorlar.
Ebeveynler Çocuklarını Sahtekarlık Sendromu Olgusuna Nasıl Hazırlar?
Ebeveynlerin çocuklarında Sahtekarlık sendromu olgusunun oluşmasında büyük etkisi vardır. Dr. Clance, yetişkin hastalarla tanıştığında, ebeveynlerinin çocuklukta gönderdiği mesajların teşvik edici bir faktör olduğunu söyledi.
Ebeveynlerin, çocukta Sahtekarlık sendromu olgusunu uyandıran iki tür mesajı vardır.
İlk mesaj basit bir eleştiri. Bu tip IP’ye neden olan ailede, çocuklar öncelikle eleştiri duyarlar. Bir çocuk mükemmel olmadığı için tutarlı bir eleştiri duyduğunda, başka hiçbir şeyin önemli olmadığını öğrenir. Ebeveynlerin çocuk hakkında fark ettiği şey ulaşılamaz bir standarttan sapmadır.
Ailelerin çocuklarında sahtekâr duyguları yaratmalarının daha yumuşak bir yöntemi var: spesifik olmayan genel bir övgü. ‘Sen dünyanın en zeki çocuğusun! Sen okulda matematikteki en iyi çocuksun! Sen şimdiye kadarki en yetenekli sanatçı sensin! gibi.. Bu şekilde övgü yapan anne-babalar, bir çocuğun dünyasından beklediklerini ve çocuklarının bu baskıyı hissettiğini söyler.
Dr. Clance, ‘ebeveynler çocuklarına bu dünyada istediğin her şeyi yapabilirsin diyor. Bu doğru bir davranış değildir. Asıl olan birçok şeyi yapabildiğini aşılamaktır. Hayatında istediği her şeyi yapamaz bazı problemler ile karşılaşabilirler.
Bu yanlış övgü ile beslenen çocuklar kendilerine “Ailem bütün bunları yapabileceğimi düşünüyor ama yapamıyorum” diye düşünüyorlar bu yüzden onların bilmelerini istemiyorum gibi bir düşünce oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Yetersizlikleri, hatta yeterince iyi olmayan başarıları gizleme davranışı, çocukta bir duyarsızlık duygusu yaratmaya başlar. Bir çocuk her zaman sadece elinden gelenin en iyisini gösterir ve her şeyi gizlerse, o çocuk kendini sahtekâr gibi hissetmeye başlar.
Ebeveynler, Çocuklarında Sahtekarlık Olgusunu Önlemek İçin Ne Yapabilir?
Dr. Clance’a ebeveynlerin bu olguyu engellemek için çocuklarını incelemelerini, çocukların neleri iyi yapıyorsa onları yapmalarını ve neleri seviyorsa onları dinlemeleri gerektiğini söyledi. Çocuklarınızı yapabildiklerini yapması için teşvik edin.
İstediği her şeyi yapamadığını söyleyip gerçekler ile yüzleştirin. Çocuğunuzun düşünmeye başlamasını sağlayın.
Mesela,
Ne yapmalıyım?
Neyle sorunum var?
Sorunum olan bir şeyi geliştirmek için ne yapabilirim?..
Başa çıkma hatalarının yanı sıra, ayrıntıların övülmesi de önemlidir. Sonucu olmayan çabayı övmek, çocuğun güvenini geliştirmek için harika bir yoldur. Örneğin, ‘Bu çizime çok zaman ayırdığını ve çaba harcadığını fark ediyorum. Görüyorum ki çok farklı renkler kullandın. Bana biraz anlatır mısın lütfen?..
Dr. Clance düzenli olarak dinle kelimesini kullanıyor: ‘Bir bakış atmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece biraz zaman ayırın ve çocuklarınızın konuşmasını dinleyin”
Gerçekten dinlemek, çocukların nasıl göründüğünü ve duyulduğunu onlara hissettirir. Bu durum çocuklarda sahtekârlık olgusunun aksine olumlu sonuçlar yaratır.
Peki, sonuç ne?
Bir çocuğun sahtekârlık olgusunu geliştirmesini engelleyen nedir?
Dr. Clance, genel olarak çocuğun sevildiği mi yoksa değer verildiği mi hissinin büyük fark yaratabileceğine inanıyor.
- 44
- 929
0 Yorumlar